top of page

İlgi Alanları

Profesyonel ve Akademik Tecrübe

Finansal Muhasebe/Muhasebe Standartları

Finansal muhasebe, işletmenin varlık ve kaynaklarında değişiklik meydana getiren finansal nitelikteki parayla ölçülebilir işlemlerin kaydedilmesi, sınıflandırılması, raporlanması, analiz edilmesi ve yorumlanması ile ilgilenmektedir. İşletmenin dili olarak ifade edilebilecek finansal muhasebe, sistem yaklaşımı bakış açısıyla finansal bilgileri ihtiva eden muhasebe belgelerinin girdi olarak kabul edildiği, süreç içinde muhasebe defterlerine kayıtların gerçekleştirilerek hesap sınıflandırmasının yapıldığı ve çıktı olarak da mali tabloların üretildiği bir bilgi sistemidir. Muhasebe standartları, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan ve dünya genelinde işletmelere muhasebe uygulamalarında rehberlik eden bir standartlar setidir. Ülkemizde Kamu Gözetim Kurulu (KGK) uluslararası muhasebe standartları (UMS) ve uluslararası finansal raporlama standartları ile ilgili uygulamalara (UFRS) yön vermektedir. Bu doğrultuda KGK tarafından kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar (KAYİK), büyük ve orta boy işletmeler ve küçük ve mikro işletmelere özgü TMS/TFRS, BOBİ FRS ve KÜMİ FRS adında standartlar seti yürürlüğe konulmuştur. KAYİK'ler tarafından TMS/TRFRS'nin ve büyük ve orta boy işletmelerce BOBİ FRS'nin uygulanması zorunlu tutulmuş  olup küçük ve mikro işletmelerin ise KÜMİ FRS^yi uygulaması işletmelerin tercihine bırakılmıştır. 

Maliyet Muhasebesi

Maliyet muhasebesi, mamul ve hizmet üreten işletmelerin imal ettikleri ürün ve sundukları hizmetlerin birim maliyetlerini en doğru şekilde hesaplamayı hedeflemektedir. Tekstil sektöründen madencilik sektörüne, gıda sektöründen orman endüstrisine kadar imalat sanayiinde faaliyet gösteren tüm firmaların ürettikleri ürünlerin ve sağlık sunucuları tarafından verilen hizmetlerin maliyetinin en doğru şekilde hesaplanması fiyatlama kararları açısından kritik önem taşımaktadır. Bu açıdan mamul ve hizmet üreten işletmelerde etkin çalışan bir maliyet muhasebesi sisteminin varlığı ehemmiyet arz etmektedir.  İmalat ve hizmet işletmelerinde mamul ve hizmetlerin üretimine doğrudan ya da dolaylı katkı sağlayan birimler gider yerleri olarak sınıflandırılmaktadır. Bu doğrultuda işletmelerin bünyesinde çalışan birimler esas üretim, yardımcı üretim, yardımcı hizmet, ar-ge, pazarlama satış ve dağıtım, finansman ve genel yönetim gider yerleri şeklinde bir sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Mamul veya hizmetin üretilmesine katkı sağlayan gider yerlerinde oluşan maliyetler belli teknikler kullanılarak öncelikle gider yerlerine dağıtılmakta nihai olarak da mamul veya hizmetin maliyeti hesaplanmaktadır. 

Mali Tablolar Analizi

Mali analiz, işletmenin muhasebe bilgi sisteminin çıktısı olan finansal tablolarda yer alan hesap kalemleri arasında matematiksel işlemler yapılmak suretiyle gerçekleştirilen bir analiz türüdür. Amacına göre mali analiz, yöneticilere, kredi kuruluşlarına ve yatırımcılara yönelik olarak icra edilmektedir. Mali analiz sayesinde işletmelerin kısa vadeli borç ödeme gücü, mali/finansal yapısı,  faaliyet döngüsü (alacak tahsilat süresi, stok devir süresi, borç ödeme süresi, faaliyet döngü açısı, nakit elde süresi, işletme sermayesi ihtiyacı) ve karlılık durumu ölçülebilmektedir. Sektör ortalamaları ve genel kabul görmüş oranlarla karşılaştırmalar yapılarak işletmelerin mali açıdan ortaya koydukları tablo saptanabilmektedir. Yapılan analizler neticesinde ulaşılan sonuçlar, ilerleyen dönemlerde uygulanması gereken finansal politikalar ve alınması gereken aksiyonlar açısından temel oluşturmaktadır.                     

Nakit Akış Yönetimi

İşletmelerin finansal açıdan bir darboğaza düşmemesi için nakit akışlarını bilinçli ve planlı bir şekilde yönetmeleri gerekmektedir. Bu anlamda işletmenin gelecekteki nakit üretme gücünü ortaya koyan ve bir finansal planlama aracı olan nakit bütçesi ve geçmişten bugüne nakit üretme gücünü ve kaynaklarını ortaya koyan nakit akış tablosu devamlı surette düzenlenmelidir. Nakit bütçesi sayesinde gelecekte ortaya çıkması muhtemel nakit ihtiyacı için bugünden önlemler alınabilmekte ve nakit fazlaları için de bugünden alternatif yatırımlar arasında değerlendirme yapılabilmektedir. Nakit akış tablosu ise işletmenin nakit kaynaklarını esas faaliyetlerinden nakit akışları, yatırım faaliyetlerinden nakit akışları ve finansman faaliyetlerinden nakit akışları olarak sınıflandırma imkanı vermekte ve işletmenin ideal bir nakit akışı temelinde sunduğu resmin analiz edilmesini mümkün kılmaktadır.

Bankacılık Ürün ve Hizmetleri/Kredi Yönetimi

İşletmeler sermaye birikimlerinin yetersiz olması sebebiyle işletme faaliyetlerinin ve yatırım faaliyetlerinin finansmanında sıklıkla banka kredisi kullanmayı tercih etmektedir. Bu sebeple finansmanın maliyeti işletmelerin karlılıklarını önemli derecede etkilemektedir. Özellikle işletme kredilerinde ve yatırım kredilerinde vadenin doğru bir şekilde belirlenmesi kredi maliyetlerinin düşürülmesi açısından önem taşımaktadır. Kredi vadesinin işletmenin faaliyet döngüsüne uygun olarak belirlenmemesi durumunda işletmeler banka borçlarını ödemekte zorlanmakta ve temerrüt riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Böyle bir durumunda işletmelerin faaliyetlerine devam edebilmesi ancak banka borçlarının yeniden yapılandırılması ile mümkün olmaktadır. İşletmeler, kredinin yanı sıra farklı bankacılık ürün ve hizmetleri de kullanmakta olup bunlar için ödenecek ücret ve masrafların minimize edilmesi de işletme karlılığına pozitif yansımaktadır. Diğer taraftan bankacılık sektörünün bazı yatırım alanlarına özgü kullandırdığı görece uygun maliyetli krediler bulunmakta olup bunlara erişimin sağlanması işletmelerin rekabet güçlerini artırmaktadır. 

Finansal Risk Yönetimi

Bugünün iş dünyasında işletmeler, muhtelif riskler sebebiyle küresel piyasalar ve ülke ekonomileri düzeyinde yaşanan konjonktürel dalgalanmalardan negatif etkilenmektedir. Ülkeler açısından dünya ölçeğinde cari olan ekonomik entegrasyon, firmaların küresel ölçekte yaşanan gelişmelerden bağımsız kalmasını engellemektedir. Özellikle finans piyasalarında yaşanan bütünleşme, uluslararası ticaret kanalıyla reel ekonomileri de aynı paranteze dahil etmektedir. Bu noktada işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için fiyat, faiz ve kur risklerini yönetebilmeleri gerekmektedir. Vadeli piyasa araçları olarak adlandırılan finansal ürünler sayesinde işletmeler fiyat ve kur risklerini yönetme imkanı elde etmektedir. 

İç Denetim/Hile Denetimi/Adli Muhasebe

Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü'ne göre iç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve bunlara değer katmak amacını taşıyan bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık fonksiyonudur. Kurumsal yönetim anlayışını bir işletme kültürü olarak benimsemek isteyen organizasyonlar açısından iç denetim kurumsal yönetimin en önemli çıpalarından birisi olarak kabul edilmektedir. Uluslararası İç Denetim Standartlarına göre hiyerarşik yapılanmada işlevsel olarak yönetim kuruluna bağlı olarak faaliyetlerini yürüten ve raporlamasını yönetim kuruluna yapan iç denetim, işletmenin en üst yönetim ve temsil organı olan yönetim kurulu adına faaliyetlerin etkinliği ve verimliliğini, finansal raporların güvenilirliğini, varlıkların korunmasını ve faaliyetlerin mevzuata uygunluğunu sağlamak üzere tesis edilen kurum düzeyindeki iç kontrollerin etkinliği ve yeterliliğini değerlendirmektedir. 

Mesleki hile, bir çalışanın menfaat sağlamak amacıyla,  çalıştığı kurumun aleyhine ve kendisinin lehine hareket emek suretiyle kasıtlı olarak usulsüz işlemler gerçekleştirmesidir. Sertifikalı Hile Denetçileri Birliği'ne (ACFE) göre şirketler her yıl gelirlerinin % 5'i kadar hileye maruz kalmaktadır. ACFE tarafından çalışan hileleri/mesleki hileler temelde varlıkların kötüye kullanılması, yolsuzluk ve finansal tablo hileleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır. İşletmeler hile kurbanı olmamak için gereken sistemleri kurmak ve önlemleri almak durumundadır. İç denetim departmanı bünyesinde periyodik olağan denetimlerin yanında çalışan hilelerini konu alan kurumsal soruşturmalar da yürütülmektedir. Adli muhasebe disiplininin çalışma alanları içinde hile denetimi, uzman tanıklık ve uzman dava desteği gibi konular yer almaktadır. Bu itibarla iç denetim, hile denetimi ve adli muhasebe süreçlerinin kurumsal soruşturmalar temelinde kesiştiği söylenebilir.

Firma Değerlemesi

İşletmeler hukuki açıdan ortaklarının mülkiyetinde olan varlıklar niteliğindedir.. Muhasebe ve finans merkezli bakış açısıyla her varlığın bir değeri bulunmaktadır. İşletmeler de bir varlık sıfatına haiz tüzel kişilikler olarak çeşitli teknikler kullanılarak değerlemeye tabi tutulmaktadır. Blok satış, hisse satışı veya birleşme gibi kararlarda işletmelerin değerlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu noktada firma değerlemesi yöntemleri olarak muhasebe temelli yaklaşım, piyasa temelli yaklaşım ve gelir temelli yaklaşım teknikleri kullanılarak firmaların değerleri tespit edilmekte ve ilgili taraflar en doğru şekilde bilgilendirilmektedir.

bottom of page