Doç. Dr. SMMM İsmail KABAN
Muhasebe Doktoru
Yaşamın yegane anlamı, insanlığa hizmet etmektir (Tolstoy).

İlgi Alanları
Profesyonel ve Akademik Tecrübe
Finansal Muhasebe/Muhasebe Standartları
Finansal muhasebe, işletmenin varlık ve kaynaklarında değişiklik meydana getiren finansal nitelikteki parayla ölçülebilir işlemlerin kaydedilmesi, sınıflandırılması, raporlanması, analiz edilmesi ve yorumlanması ile ilgilenmektedir. İşletmenin dili olarak ifade edilebilecek finansal muhasebe, sistem yaklaşımı bakış açısıyla finansal bilgileri ihtiva eden muhasebe belgelerinin girdi olarak kabul edildiği, süreç içinde muhasebe defterlerine kayıtların gerçekleştirilerek hesap sınıflandırmasının yapıldığı ve çıktı olarak da mali tabloların üretildiği bir bilgi sistemidir. Muhasebe standartları, Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan ve dünya genelinde işletmelere muhasebe uygulamalarında rehberlik eden bir standartlar setidir. Ülkemizde Kamu Gözetim Kurulu (KGK) uluslararası muhasebe standartları (UMS) ve uluslararası finansal raporlama standartları ile ilgili uygulamalara (UFRS) yön vermektedir. Bu doğrultuda KGK tarafından kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar (KAYİK), büyük ve orta boy işletmeler ve küçük ve mikro işletmelere özgü TMS/TFRS, BOBİ FRS ve KÜMİ FRS adında standartlar seti yürürlüğe konulmuştur. KAYİK'ler tarafından TMS/TRFRS'nin ve büyük ve orta boy işletmelerce BOBİ FRS'nin uygulanması zorunlu tutulmuş olup küçük ve mikro işletmelerin ise KÜMİ FRS^yi uygulaması işletmelerin tercihine bırakılmıştır.
Maliyet Muhasebesi
Maliyet muhasebesi, mamul ve hizmet üreten işletmelerin imal ettikleri ürün ve sundukları hizmetlerin birim maliyetlerini en doğru şekilde hesaplamayı hedeflemektedir. Tekstil sektöründen madencilik sektörüne, gıda sektöründen orman endüstrisine kadar imalat sanayiinde faaliyet gösteren tüm firmaların ürettikleri ürünlerin ve sağlık sunucuları tarafından verilen hizmetlerin maliyetinin en doğru şekilde hesaplanması fiyatlama kararları açısından kritik önem taşımaktadır. Bu açıdan mamul ve hizmet üreten işletmelerde etkin çalışan bir maliyet muhasebesi sisteminin varlığı ehemmiyet arz etmektedir. İmalat ve hizmet işletmelerinde mamul ve hizmetlerin üretimine doğrudan ya da dolaylı katkı sağlayan birimler gider yerleri olarak sınıflandırılmaktadır. Bu doğrultuda işletmelerin bünyesinde çalışan birimler esas üretim, yardımcı üretim, yardımcı hizmet, ar-ge, pazarlama satış ve dağıtım, finansman ve genel yönetim gider yerleri şeklinde bir sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Mamul veya hizmetin üretilmesine katkı sağlayan gider yerlerinde oluşan maliyetler belli teknikler kullanılarak öncelikle gider yerlerine dağıtılmakta nihai olarak da mamul veya hizmetin maliyeti hesaplanmaktadır.
Mali Tablolar Analizi
Mali analiz, işletmenin muhasebe bilgi sisteminin çıktısı olan finansal tablolarda yer alan hesap kalemleri arasında matematiksel işlemler yapılmak suretiyle gerçekleştirilen bir analiz türüdür. Amacına göre mali analiz, yöneticilere, kredi kuruluşlarına ve yatırımcılara yönelik olarak icra edilmektedir. Mali analiz sayesinde işletmelerin kısa vadeli borç ödeme gücü, mali/finansal yapısı, faaliyet döngüsü (alacak tahsilat süresi, stok devir süresi, borç ödeme süresi, faaliyet döngü açısı, nakit elde süresi, işletme sermayesi ihtiyacı) ve karlılık durumu ölçülebilmektedir. Sektör ortalamaları ve genel kabul görmüş oranlarla karşılaştırmalar yapılarak işletmelerin mali açıdan ortaya koydukları tablo saptanabilmektedir. Yapılan analizler neticesinde ulaşılan sonuçlar, ilerleyen dönemlerde uygulanması gereken finansal politikalar ve alınması gereken aksiyonlar açısından temel oluşturmaktadır.

Nakit Akış Yönetimi
İşletmelerin finansal açıdan bir darboğaza düşmemesi için nakit akışlarını bilinçli ve planlı bir şekilde yönetmeleri gerekmektedir. Bu anlamda işletmenin gelecekteki nakit üretme gücünü ortaya koyan ve bir finansal planlama aracı olan nakit bütçesi ve geçmişten bugüne nakit üretme gücünü ve kaynaklarını ortaya koyan nakit akış tablosu devamlı surette düzenlenmelidir. Nakit bütçesi sayesinde gelecekte ortaya çıkması muhtemel nakit ihtiyacı için bugünden önlemler alınabilmekte ve nakit fazlaları için de bugünden alternatif yatırımlar arasında değerlendirme yapılabilmektedir. Nakit akış tablosu ise işletmenin nakit kaynaklarını esas faaliyetlerinden nakit akışları, yatırım faaliyetlerinden nakit akışları ve finansman faaliyetlerinden nakit akışları olarak sınıflandırma imkanı vermekte ve işletmenin ideal bir nakit akışı temelinde sunduğu resmin analiz edilmesini mümkün kılmaktadır.
Bankacılık Ürün ve Hizmetleri/Kredi Yönetimi
İşletmeler sermaye birikimlerinin yetersiz olması sebebiyle işletme faaliyetlerinin ve yatırım faaliyetlerinin finansmanında sıklıkla banka kredisi kullanmayı tercih etmektedir. Bu sebeple finansmanın maliyeti işletmelerin karlılıklarını önemli derecede etkilemektedir. Özellikle işletme kredilerinde ve yatırım kredilerinde vadenin doğru bir şekilde belirlenmesi kredi maliyetlerinin düşürülmesi açısından önem taşımaktadır. Kredi vadesinin işletmenin faaliyet döngüsüne uygun olarak belirlenmemesi durumunda işletmeler banka borçlarını ödemekte zorlanmakta ve temerrüt riski ile karşı karşıya kalmaktadır. Böyle bir durumunda işletmelerin faaliyetlerine devam edebilmesi ancak banka borçlarının yeniden yapılandırılması ile mümkün olmaktadır. İşletmeler, kredinin yanı sıra farklı bankacılık ürün ve hizmetleri de kullanmakta olup bunlar için ödenecek ücret ve masrafların minimize edilmesi de işletme karlılığına pozitif yansımaktadır. Diğer taraftan bankacılık sektörünün bazı yatırım alanlarına özgü kullandırdığı görece uygun maliyetli krediler bulunmakta olup bunlara erişimin sağlanması işletmelerin rekabet güçlerini artırmaktadır.
Finansal Risk Yönetimi
Bugünün iş dünyasında işletmeler, muhtelif riskler sebebiyle küresel piyasalar ve ülke ekonomileri düzeyinde yaşanan konjonktürel dalgalanmalardan negatif etkilenmektedir. Ülkeler açısından dünya ölçeğinde cari olan ekonomik entegrasyon, firmaların küresel ölçekte yaşanan gelişmelerden bağımsız kalmasını engellemektedir. Özellikle finans piyasalarında yaşanan bütünleşme, uluslararası ticaret kanalıyla reel ekonomileri de aynı paranteze dahil etmektedir. Bu noktada işletmelerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için fiyat, faiz ve kur risklerini yönetebilmeleri gerekmektedir. Vadeli piyasa araçları olarak adlandırılan finansal ürünler sayesinde işletmeler fiyat ve kur risklerini yönetme imkanı elde etmektedir.

İç Denetim/Hile Denetimi/Adli Muhasebe
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü'ne göre iç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve bunlara değer katmak amacını taşıyan bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık fonksiyonudur. Kurumsal yönetim anlayışını bir işletme kültürü olarak benimsemek isteyen organizasyonlar açısından iç denetim kurumsal yönetimin en önemli çıpalarından birisi olarak kabul edilmektedir. Uluslararası İç Denetim Standartlarına göre hiyerarşik yapılanmada işlevsel olarak yönetim kuruluna bağlı olarak faaliyetlerini yürüten ve raporlamasını yönetim kuruluna yapan iç denetim, işletmenin en üst yönetim ve temsil organı olan yönetim kurulu adına faaliyetlerin etkinliği ve verimliliğini, finansal raporların güvenilirliğini, varlıkların korunmasını ve faaliyetlerin mevzuata uygunluğunu sağlamak üzere tesis edilen kurum düzeyindeki iç kontrollerin etkinliği ve yeterliliğini değerlendirmektedir.
Mesleki hile, bir çalışanın menfaat sağlamak amacıyla, çalıştığı kurumun aleyhine ve kendisinin lehine hareket emek suretiyle kasıtlı olarak usulsüz işlemler gerçekleştirmesidir. Sertifikalı Hile Denetçileri Birliği'ne (ACFE) göre şirketler her yıl gelirlerinin % 5'i kadar hileye maruz kalmaktadır. ACFE tarafından çalışan hileleri/mesleki hileler temelde varlıkların kötüye kullanılması, yolsuzluk ve finansal tablo hileleri olmak üzere üçe ayrılmaktadır. İşletmeler hile kurbanı olmamak için gereken sistemleri kurmak ve önlemleri almak durumundadır. İç denetim departmanı bünyesinde periyodik olağan denetimlerin yanında çalışan hilelerini konu alan kurumsal soruşturmalar da yürütülmektedir. Adli muhasebe disiplininin çalışma alanları içinde hile denetimi, uzman tanıklık ve uzman dava desteği gibi konular yer almaktadır. Bu itibarla iç denetim, hile denetimi ve adli muhasebe süreçlerinin kurumsal soruşturmalar temelinde kesiştiği söylenebilir.
Kurumsal Hile Risk Yönetimi ve Değerlendirmesi
İşlemelerde yaşanacak muhtemel maddi kayıpların ve itibar kayıplarının önüne geçilebilmesi için proaktif bir bakış açısıyla işletmelerin potansiyel hileler karşısında taşıdıkları dayanıklılığın ölçülmesi gerekmektedir. Sertifikalı Hile Denetçileri Birliği (ACFE) tarafından işletmelerin kullanımına sunulan bazı ölçüm araçları ile kurumsal hile risk yönetimi ve kurumsal hile riski değerlendirmesi yapılabilmektedir. Böylece mevcut durum ve ideal durum karşılaştırması yapılarak ihtiyaç duyulan önlemlerin alınması ve iyileştirilmelerin yapılması mümkün olmaktadır.
Firma Değerlemesi
İşletmeler hukuki açıdan ortaklarının mülkiyetinde olan varlıklar niteliğindedir.. Muhasebe ve finans merkezli bakış açısıyla her varlığın bir değeri bulunmaktadır. İşletmeler de bir varlık sıfatına haiz tüzel kişilikler olarak çeşitli teknikler kullanılarak değerlemeye tabi tutulmaktadır. Blok satış, hisse satışı veya birleşme gibi kararlarda işletmelerin değerlerinin doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu noktada firma değerlemesi yöntemleri olarak muhasebe temelli yaklaşım, piyasa temelli yaklaşım ve gelir temelli yaklaşım teknikleri kullanılarak firmaların değerleri tespit edilmekte ve ilgili taraflar en doğru şekilde bilgilendirilmektedir.

Vergi Uygulamaları/Vergi Planlaması
Vergi mevzuatı gereğince mükellef sayılan gerçek ve tüzel kişiler bir yıl içinde elde ettikleri safi kazançlar üzerinden gelir vergisi ve kurumlar vergisi ödemekle yükümlüdür. Gerçek kişilerin vergilendirmesinde artan oranlı bir vergi tarifesi, kurumların/tüzel kişilerin vergilendirmesinde ise sabit bir vergi oranı uygulanmaktadır. İşletmelerin vergiye esas kazançları olan mali karlarının hesaplanması sürecinde vergi mevzuatı uyarınca gider sayılan unsurların dikkatli bir şekilde saptanması vergi yükünün hafifletilmesine imkan tanımaktadır. Bu anlamda vergisel istisna ve muafiyetler de işletmelerin vergi yükünün hafifletilmesinde kritik bir önem taşımaktadır. Vergi mevzuatının tanıdığı imkanlardan yararlanarak işletmelerin vergiden kaçınmasını sağlayan uygulamalar bütününe vergi planlaması adı verilmektedir. Vergi planlaması, mevzuatın izin verdiği sınırlar içinde kalmak suretiyle işletmelerin vergi yükünü azaltmayı amaçlamaktadır.
Sigorta Tahkim Davaları
Sigorta, gelecekte ortaya çıkması muhtemel olan riskler nedeniyle kişilerin veya kurumların uğrayacağı kayıpların telafi edilmesi amacıyla sigortalı ile sigorta şirketi veya acente arasında akdedilen bir sözleşmedir. Amacı sigortalının uğrayacağı maddi ve manevi zararları karşılamak olan sigortada, tazminata esas teşkil eden risk doğduğunda sigorta şirketi tarafından sözleşme hükümleri doğrultusunda sigortalıya poliçe genel ve özel şartları doğrultusunda belirlenen tazminatlar ödenmektedir. Bazı durumlarda sigorta şirketi ile sigortalı arasında ödemeye konu tazminat miktarı konusunda uyuşmazlık yaşanmaktadır. Sigorta şirketince teklif edilen tazminatın poliçe şartlarına aykırı olduğu düşünüldüğünde konu sigortalı tarafından sigorta tahkim komisyonuna taşınabilmektedir. Sigorta Tahkim Komisyonu, sözleşmenin görece daha güçsüz tarafını oluşturan sigortalılar ile sigorta şirketleri arasında yaşanan ihtilaflara ilişkin uzlaşma sağlamayı amaçlayan bir hukuki bir müessese olma özelliği taşımaktadır.
Sosyal Güvenlik Hukuku
Sosyal güvenlik, vatandaşların insan onuruna yakışır şekilde hayatlarını başkalarına muhtaç olmadan sürdürebilmeleri amacıyla devlet tarafından sağlanan koruyucu tedbirler bütünüdür. Bu itibarla işverenlerin ve işçilerin primler ödeyerek finansmanına katıldıkları sosyal güvenlik sistemi çalışanlara kısa vadeli ve uzun vadeli sigorta kolları üzerinden belli güvenceler sunmaktadır. Kısa vadeli sigorta kolları olarak hastalık, analık ve iş kazası ve meslek hastalıkları sigortaları ile ile uzun vadeli sigorta kolları olarak da yaşlılık, malullük ve ölüm sigortaları sosyal güvenlik sisteminde uygulanmaktadır. Çalışanlara söz konusu sigortalar özelinde yaşlılık, ölüm, malullük ve iş göremezlik gelirinin bağlanabilmesi için bazı şartların sağlanmış olması gereklidir.

İş Hukuku
Özel sektörde gerçek veya tüzel kişi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olarak çalışan personel 4857 sayılı İş Kanunu çerçevesinde özel hukuk hükümlerine tabi olmaktadır. İlgili kanun kapsamında işçiler, belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmeleri ile istihdam edilmektedir. İlgili kanun çerçevesinde işverenin süreli fesih, haklı fesih ve haksız fesih şartlarına uygun olarak işçi ile hizmet akdi ilişkisini yönetmesi, muhtemel tazminat davalarına muhatap olmaması açısından öncelik oluşturmaktadır. İşçi tarafından iş mahkemelerinde açılabilecek herhangi bir olası dava durumunda haklı fesih şartlarının oluştuğunun ispatlanması için somut delillere sahip olunması işveren için kritik önemdedir. Bu nedenle delil, kanıt ve belgeler ışığında yürütülen soruşturmalar neticesinde, işletmenin bir iç düzenlemesi mahiyetindeki disiplin mevzuatı hükümlerine bağlı olarak işçi hakkında yaptırımlar uygulanması ehemmiyet taşımaktadır. Bu itibarla profesyonel yönetim anlayışına sahip olan bir işletmede çalışanlara iş sözleşmesinin imzalatılmasının yanında disiplin hükümleri hakkında da yazılı bilgilendirme yapılmalıdır. Böylece personelin çeşitli disiplin cezalarını gerektiren eylem ve fiilleri hakkında yasal dayanak tesis edilmiş olmaktadır.
İhracat Teşvikleri/KOSGEB Destekleri
Ülke dışına mal veya hizmet ihraç eden firmalara Ticaret Bakanlığı, Eximbank ve İhracatı Geliştirme Merkezi tarafından çeşitli destek ve teşvikler sunulmaktadır. Bu kapsamda İhracatın Desteklenmesi Hakkında Karar hükümleri doğrultusunda Ticaret Bakanlığı tarafından fuar desteğinden, pazar araştırma desteğine, marka tescil desteğinden mağaza/ofis açma desteğine kadar farklı konularda belli limitler dahilinde şirketlere nakit destekler sağlanmaktadır. Bunun yanında ihracatçılara Eximbank tarafından TL, USD ve EURO cinsinden sevk öncesi ve sevk sonrası muhtelif vadelerle finansman sağlanmakta ve İhracatçı Geliştirme Merkezi tarafından ihracatçı firmaların finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla kefalet desteği sunulmaktadır.
Akıllı Analitikle İhracat Pazar Geliştirme
Bugünün işletme dünyasında her an, her saat, her gün çok yüksek hacimlerde veri üretilmektedir. Bilgisayar devriminin bir uzantısı olan dijitalleşmenin getirdiği bu yeni olgu, işletmelerin farklı beceriler kazanmasını gerekli kılmaktadır. Karmaşık ve anlamsız verinin bilgiye dönüştürülmesi olarak ifade edilebilecek veri analitiği, bir nevi eleklerden geçirilerek nehirdeki kumdan altın elde etmeye benzetilebilir. Günümüzde veri kum yığınlarını, bilgi ise altını temsil etmektedir. Veri analitiği yaklaşımı ile işletmelere yararlı bilgiler sunmayı amaçlayan çevrimiçi platformlar, yeni pazarlara açılmak isteyen ihracatçılara büyük fırsatlar oluşturmaktadır.